Dersimli kadınlar: Hayat pahalı yarını düşünerek uyuyoruz

Ekonomik kriz nedeniyle iş bırakma noktasına geldiklerini söyleyen Dersimli esnaf kadınlar, “Yarını düşünerek uyuyoruz. İnsanlar açlığa mahkum edildi” diyerek yaşanan pahalılığa tepki gösterdi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Dersim- Türkiye’de enflasyon oranı günden güne yükselirken, yaşanan pahalılık küçük esnafı ve tüketicileri büyük ölçüde etkiliyor. Zamlar nedeniyle alım gücü düşerken, yurttaşlar lüks ihtiyacın ne olduğunu unutup, eve götüreceği ekmek derdine düştü.

Hayatın pahalı olduğu kentlerin başında gelen Dersim’de yurttaşlar genel olarak hayvancılık, arıcılık ve küçük esnaflık yapıyor. Zamlar kentteki hayat kalitesini de düşürürken, orta gelirle çalışan yurttaşların aldıkları ücretler gıda ve barınma gibi temel yaşam ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor. Konuya dair görüştüğümüz Dersimli esnaf kadınlar, geçen seneye oranla fiyatların 3-4 katına çıktığına dikkat çekerek, dükkânlarını kapatma durumuna geldiklerini söyledi.

‘Çocuğuma haftada bir bile et alamıyorum’

   

Kendi işini yapamadığı için çarşı merkezinde takı ve giyim ürünlerini sattığını anlatan Nadide Yallı yaşadığı sorunlara dair şu aktarımlarda bulundu: “Ben aile danışmanıyım. Kendi alanımda iş yapamadığım için yaklaşık 4 yıldır burada iş yapıyorum. Hayatın her alanında bütün yük kadınların omzunda olduğu için bu ekonomik kriz en başta bizleri zorluyor. Kadınlar kısmından baktığımızda iki katı ezilen ve yıpratılan bir kısımdayız. Hiç uzağa gitmeden geçen seneye bakacak olursak her şey üç katına çıktı. Ben geçen sene 4 bin kira verirken, bu sene 10 bine çıktı. Yine yumurtadan tutalım ekmeğe kadar her şey üç dört katına çıktı. Giyinme ve barınma gibi şeylerden dahi bahsetmiyorum. Onlar artık bizim için çok uzaklarda şeyler. Eskiden bir saat eve gidip dinlenme şansım varken, artık onu da yapamıyorum. Çünkü bir tık daha kazanmam gerekiyor ki ihtiyaçlarımı karşılayabileyim. Bu durum benim lüksüm için olan bir şey değil, bir yemek ya da bir tişört için değil. Bir ekmek daha fazla alabilmek ve yarın ne olacağını düşündüğüm için buradayım. Ülke olarak bu pahalılıkla nereye kadar dayanabiliriz hiç bilmiyorum. Ben birçok şeyden vazgeçebilirim. Ama benim 7 yaşında bir kızım var. Benim kızım et yemek zorunda ama şu an da et bizim için hayal olmuş. Bu durum bütün kadın arkadaşlarımız için geçerli. Yazın kışın saat 7’de gelip akşama kadar buradalar. Kendi ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için buradayız. Bir kilo domatesten iki yemek yapma derdine düşüyoruz.”

‘Borçla ürün alıp borçla ödeme yapıyorum’

   
   
        

Esnaf Zübeyde Delekçi ise geçinmenin çok zor bir hal aldığına vurgu yaparak, şu sözleri kullandı: “Bu sene hiç iş yapamıyoruz. Her gelen bu kentin pahalı olduğunu dile getiriyor. Ama diğer şehirlerin durumu da buradan farksız değil. Bu kriz herkesi vurdu. Halk bizi sorumlu tutuyor. Biz değil, iktidar yapıyor. Ben bir parçayı alırken, 150’e aldığımda satamıyorum. Ürünleri zararına verdiğinde dahi satamıyorsun. Borçla eşya alıyorum, borçla ödeme yapıyorum. Geçinemiyoruz, geçinebilsek akşama kadar bu güneşin altında günde 14 saat çalışır mıydık?”

‘Yaşam mücadelesi veriyoruz’

   

Sevim Sağlam ise ekonomik krizin kendilerine dönük zararlarını şu cümlelerle özetledi:  “Ben merdiven temizliği yapıyorum. Çok ciddi maddi sıkıntı yaşıyoruz. Aldığımız parayla tüp dahi alamıyoruz. Kira, elektrik ve su faturalarını bile bir yana bırakıyorum. Burada bir mücadele veriyoruz. Aldığımız para ihtiyaçlarımızı karşılayamıyor. Bir yaşam mücadelesi veriyoruz yoksa gerçekten aç kalırız. Benim oğlum 30 yaşında ama evde oturuyor. Neden çünkü işsiz, gerçekten iş bulamıyor. Burada kimse iş bulamıyor.”

‘Her gün yarını düşünüp uyuyorum’

   

Son olarak konuşan Diren Koç ise var olan pahalılıkla insanların açlığa mahkum edildiğini dile getirdi. Her gün yarını düşünerek başını yastığa koyduğunu söyleyen Diren Koç, “İnsanların alım gücü çok düştü. Zenginler zengin bu süreçte yoksullar daha da yoksullaşıyor. Ben 3 çocuk annesiyim, her daim çocuklarımın ekmeğini düşünüyorum. Kimsenin bu süreçte bu durumu bizim elimizden almaya hakkı yok. Sadece Dersim’le de alakası yok. Her yerde bu durum var. Her şey çok pahalı ve ne alabiliyoruz ne de satabiliyoruz. Ben bir anne ve bir kadın olarak tek başıma bir savaş veriyorum ama inanın ki çok yoruldum. Ben bugünden yarını düşünüyorum, yarın da diğer günü. Bu durum sadece bana değil, kimseye yaşatılmamalı. Burada kepenk kapatan çok insan oldu. Ben de bir dönem bunu düşündüm ama elimde başka iş olmadığı için bunu yapamadım. Çocuklarımı düşünerek burayı yeniden açtım” açıklamasında bulundu.