ZEYNEB XELÎF

Dêrazor - Tarım, bilhassa Ortadoğu topraklarında kadınların en önemli istihdam alanlarından birini oluşturuyor. Tarım toplumuna geçişten bu yana binyıllar geçmesine rağmen belki de tarım devrimi olarak tabir edilen ilk tohumun ekilmesinin adımını atan kadınlar günümüzde de yaşamlarını ve ekonomik gelirlerini topraktan çıkarıyor. Tarım ve çiftçilik onların geçim kaynağı. İstihdam alanının az olduğu Dêrezor’da kırsal alanda yaşayan kadınlar gözlerini toprakla açıyor demek yanlış olmaz. Temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için toprağa ve tarıma bağlı yaşayan kadınlar kışın hazırıklarını da şimdiden gidermeye çalışıyor. Ekim ayının başında toplanmaya başlanan hasat Kasım ayının bitimine kadar Dêrezor’da sürüyor. Mikrofonlarımızı tarım ve çiftçilikle uğraşan Dêrozorlu kadınlara uzattık.

“Ekonomimizi güçlendirmeye çalışıyoruz”

Dêrezorlu ve 40 yaşındaki Fayiza El Saeed, çalışmalarının Ekim ve Kasım aylarından İlkbahar’a kadar hararetli bir tempoyla sürdüğünü söyleyerek, “Tüm geçimimiz toprağın bize verdikleri ile sağlıyoruz. Bu topraklar bizim herşeyimiz anlamına geliyor. Meyveden sebzeye kışın yemek için ne kaldırıyorsak topraktan alıyoruz. Elbette topraktan alabilmemiz için de toprağa da iyi bakmamız gerekiyor. Sonbahar’da kış mevsiminde mutfağımızda pişireceğimiz sebzeleri kaldırıyoruz, ekonomimizi güçlendirmeye çalışıyoruz” diyor. Tarıma yalnızca geçimlerini sağlamak değil aynı zamanda özgürce çalışma koşullarına da sahip oldukları bir iş alanı gözüyle baktıklarını söylüyor Fayiza El Saeed, çünkü IŞİD’ın topraklarını işgal ettikleri sürede bunun bile ellerinden alındığını hatırlatıyor.  

"Emeğimizin ürününü görünce yorgunluğu unutuyoruz"

Kış sebzelerinin çok çalışma gerektirdiğini kaydeden Fayiza El Saeed, “Evet çok zorlanıyoruz. Çok yoruluyoruz. Bir sürü zorlukla karşılaşıyoruz ama yılmadan, yıkılmadan, çalışmaya devam ediyoruz. Bir de emeğimizin ürününü görünce tüm yorgunluğumuzu unutuyoruz. Sabahın erken saatlerinde uyanıyoruz. Havalar iyice soğudu. Tüm zorluklara rağmen işimizi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Sabah karanlıkta çocuklarımızın evdeki ihtiyacını karşıladıktan sonra bahçelerimize gelip bahçemizin ihtiyaçlarını karşılıyoruz, bize durmak, yorulmak yok” diyor.

Ambargo nedeniyle tohum bulmakta zorluk çekiyorlar

Fayiza Saeed, kadın çiftçiler olarak en çok zorlandıkları hususun tohum bulmak olduğunu söylüyor. Ssavaşın devam ettiği Suriye topraklarına uygulanan amborgo nedeniyle ise bir önceki hasattan kalan tohumların kaldırılarak tarımı devam ettirdiklerini, ancak bunun aksinin şimdilik mümkün olmadığını kaydediyor.

"Fırat Nehri'nin suyunun kesilmesi tarımı olumsuz etkiledi"

Bir başka çiftçi Sibha El-Hemad de güne gözlerini güneş doğmadan açtıklarını ve bahçelerinin yolunu tuttuklarını söylüyor. “Tarımın suya ihtiyacı var. Fırat suyu kesildi. Fırat Nehri’nin suyunun kesilmesi tarımı olumsuz etkiledi. Yağışların da önceki yıllara göre daha başlamaması demek bahçelerimizi sulamamızı gerektiriyor ama suyun kesilmesi nedeniyle sulamayı da bahçenin ihtiyacı kadar yapamıyoruz” ifadelerinde bulunuyor.

“Türkiye suyumuzu kesti”

Fırat Nehri’nin suyunun Türkiye tarafından kesilmesi nedeniyle bahçelerine yeterli suyu temin edemediklerinin altını çizen çiftçi Sibha El Hemad, “Su kesildikten sonra çare olarak su kuyuları kazmaya başladık. Bazı yerlerden su bulduk ama tuzlu su ve tuzlu su bahçelerimize faydalı değil aksine ürünlerimizi yakıyor” diyerek, kesintinin en kısa zamanda son bulmasını istediklerini söylüyor.

Kadın çiftçiler örgütleniyor

Çiftçiler Birliği Sendikası Eşbaşkanı Ruqaya Al-Hussein ise, tohum, gübre ve yakıt bulmak için canla başla çalışan emekçi kadınlara, çiftçilere ve eğitimcilere destek içerisinde bulunduklarını ifade ederek, "Yeni görevimiz, kadın çiftçileri desteklemek için tarım birlikleri kurmak. Elimizden geldiğince yardımcı olacağız ve kadın çiftçilerin desteğini istiyoruz" diyor.