İdlib’de güvencesiz çalıştırılan kadınların hakları sömürülüyor
İdlib’de güvencesiz işlerde çalışan ve çalıştıkları işlerde sömürülen kadınlar, iş kazası geçirmeleri durumunda da haklarını alamıyor. Ghadir Arafat, işçi haklarının savunulması için bir sendika kurulmasının şart olduğunu anlattı.
HADEEL Al-OMAR
İdlib- Ekonomik koşullar, kadınları zorlu ve tehlikeli mesleklerde çalışmaya itiyor. İdlib’de işçileri koruyan yasaların bulunmaması nedeniyle güvenliği olmayan işlerde çalışan kadınlar, kalıcı veya geçici yaralanmalar yaşıyor.
İdlib'in kuzeyindeki Sarmada kentinde yaşayan yerinden edilmiş 33 yaşındaki Rania Al-Sadir, disk hastalığı nedeniyle 5 ay önce geçirdiği ameliyat sonrası fizik tedavi görüyor. Rania Al-Sadir, “Bölgedeki bir cips fabrikasında çalışıyordum. Yoksulluk ve kötü yaşam koşulları nedeniyle ekonomik geçimimizi sağlamak için çalışmak zorunda kalıyoruz. Çalışırken üzerime düşen bir kolon nedeniyle kalıcı sakatlık yaşadım. Tazminatım da ödenmedi. İşveren hiçbir tedavi masrafımı ödemeyi kabul etmedi. Eşimi de korona virüsünden kaybettim” dedi.
İdlib'de çalışan kadınları koruyan yasaların bulunmadığını aktaran Rania Al-Sadir, ayrıca kendisine tazminat veya aylık maaş ödenmesini zorunlu kılan bir iş sözleşmesinin bulunmaması nedeniyle fabrika sahibine dava açamadığını söyledi. Rania Al-Sadir, “Borçlarım biriktiğinden tedavi sürecimi tamamlamak için evimin eşyalarını satmak zorunda kaldım. Şu an çok zor koşullarda bir yaşam sürüyorum” şeklinde konuştu.
İş kazası geçirdi
İdlib'in kuzeyindeki sınır kasabası Atma'daki kamplarda yaşayan yerinden edilen 29 yaşındaki Fadia Tobrukji, plastik geri dönüşüm tesisinde çalışırken yüksek bir yerden düşme sonucunda sol kolunda ayrı ayrı kırıklar yaşadığını belirtti. İşvereninden herhangi bir yardım veya tazminat almadığına dikkat çeken Fadia Tobrukji, tüm itirazlarının ve iş kazası tazminatı alma taleplerinin reddedildiğini ifade etti. Fadia Tobrukji, “Bu nedenle tedavi masraflarını kendim üstlenmek zorunda kaldığım için çok zor durumlar yaşadım” diye belirtti.
‘İşçiler korunmuyor’
Uzun çalışma saatleri ve düşük ücretler karşılığında sömürüldüklerini söyleyen Fadia Tobrukji, şöyle konuştu: “Çalışırken işçileri koruyan bir güvenlik durumu söz konusu değil. İşçileri koruyan bir yasal sözleşmede bulunmuyor. İş sözleşmemiz olmadığı için kadın işçiler olarak yaralanmalar halinde mahkemelere başvuramıyoruz ve meşru haklarımızı alamıyoruz. Çocuklarıma bakmak zorundayım ve bunun içinde işe ihtiyacım var. İş imkanları çok kısıtlı ve bu nedenle güvensiz işlerde çalışmak durumunda kalıyoruz. Tedavim biterse yeniden işe başlamak durumundayım.”
‘Bir sendika şart’
İnsan hakları savunucusu Ghadir Arafat, özellikle bölgenin içinde bulunduğu kaosu hatırlatarak işverenlerin de bu kaos ile insanları daha fazla sömürdüğünü ifade etti. Ghadir Arafat,yaşanan tüm adaletsizliğe işçilerin yaşamlarını garanti altına almak için sözleşme imzalamalarının zorunluluğuna dikkat çekti. Kadınların düşük ücretlerle zorlu ve yorucu bir çalışma ortamına katlanmak zorunda kaldıklarını aktaran Ghadir Arafat, işçinin fiziksel zarara maruz kalması durumunda haklarının verilmediğini belirtti. İşyerinde ezilen kadın işçilerin asgari haklarının sağlanması için adli mahkemelere baskı uygulanması gerektiğini kaydeden Ghadir Arafat, erkek ve kadın işçiler için bir sendika kurulmasının şart olduğunun altını çizdi.