Tunus’ta kadınlar iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için girişimlerini sürdürüyor
Tunus'ta çevre aktivistleri, iklim değişikliğinin özellikle kadınlar üzerinde yarattığı olumsuz etkileri tespit ederek, bu etkileri en aza indirmek için bireysel ve kolektif girişimlerini sürdürüyor.
NAZIHA BOUSSIDI
Tunus –Tunus’ta çevre aktivistleri, iklim değişiklikleriyle birlikte yaşanan kuraklık, su sorunu, seller gibi felaketlerin insanlar üzerindeki olası etkilerine karşı önlemler alınması için girişimlerini sürdürüyor. Su Dinamiği üyelerinden çevre aktivisti Manana Zitouni, iklim değişikliğinin daha çok kadınları, engellileri ve çocukları etkilediğini vurguladı.
‘Kadınların yükü daha da ağırlaştı’
Özellikle kırsal bölgelerdeki su sorunu nedeniyle kadınların ailenin su ihtiyacını sağlamaktan sorumlu görülmesiyle yüklerinin daha da ağırlaştırıldığını ifade eden Manana Zitouni, “Kairouan kentindeki kadınlar evlerine su götürmek için 3 saat boyunca uzun mesafeler kat ediyor. Tunus Ekonomik ve Sosyal Haklar Forumu'nun tespitine göre, kadınlar bu yollarda tecavüz gibi saldırılara maruz kalabiliyor” dedi.
‘Tarım sektöründeki kadınları büyük ölçüde etkiliyor’
İklim değişikliğinin kadınların en büyük çalışma alanı ve geçim kaynağı olan tarım sektörünü de büyük ölçüde olumsuz etkilediğine işaret eden Manana Zitouni, “Tarım sektöründe çalışan kadınlar için, kuraklık gibi olumsuz etkilere karşı neler yapabileceklerine ilişkin eğitim kursları yapılmalı. Kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi, bu olguyla başa çıkmalarına yardımcı olacaktır” diye konuştu. İlgili makamların ve yetkililerin, iklim değişikliğinin yarattığı olumsuz etkileri en aza indirmek için harekete geçmesi gerektiğini belirten Manana Zitouni, “50 yıl öncesine dayanan mevcut Su Kanununun tüm değişiklikler dikkate alınarak revize edilmeli” dedi.
‘Kadınlar geçim kaynaklarını kaybediyor’
Fina Kalima projesinin koordinatörü Hassiba Belghaith ise, tarım sektörünün yüzde 70’inde kadınların olduğuna dikkat çekti. Kuraklığın tarım arazilerinin azalmasına neden olduğunu vurgulayan Hassiba Belghaith, “Bu nedenle kadınlar arıcılık, kümes hayvancılığı, çiftçilik, bitki toplayıcılığı gibi geçim kaynaklarını kaybediyor” diye konuştu. Hassiba Belghaith, “Geçen yıl Tabarka kentindeki Maloula'da yaşanan da buydu. Geçim kaynağını kaybeden bir kadın memleketini terk ederek başka yere gitti. Yeni çevreye uyum sağlama, çocuklar için ev, iş ve okul arama zorluklarıyla karşı karşıya kaldı. Bazen de eş iş aramak için tek başına başkente gittiğinde, ailesi kaldığı güvensiz ormanlık bir alanda çeşitli tehlikelere maruz kalabiliyor. Bu da ailenin parçalanmasına kadar pek çok soruna yol açabiliyor” diye kaydetti.
‘Kadınların maruz kaldığı sorunları içeren bir politika belgesi hazırlıyoruz’
Tarım kooperatifleri pek çok kadın için bir sığınak olduğunu ancak bu defa da kira, pazarlama, gıda maddelerinin transferinin yüksek maliyeti gibi bazı sorunlarla karşı karşıya kalındığına dikkat çeken Hassiba Belghaith, şunları aktardı:
"Sivil toplumla, özellikle de Çevre Koruma ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği ile ortaklaşarak, Siliana, Zaghouan, Sidi Bouzid ve Zaroua'da bizlere eşlik eden bir grup gençle birlikte, kadınların iklim değişikliği nedeniyle karşılaştıkları zorlukları dinledik. Tarımda daha az suyla yapılan sulama yöntemlerinin nasıl olabileceği gibi yerel çözümler üzerinde tartışmalar yürüttük. Şu anda, Çevre, Kadın, Tarım Bakanlıkları ve Temsilciler Meclisine sunacağımız çözüm önerileri ve iklim değişikliği nedeniyle kadınların maruz kaldığı sorunları içeren bir politika belgesi üzerinde çalışıyoruz. Kadınlar iklim dalgalanmalarından en çok etkilenen grup olmalarına rağmen tazminat alamıyorlar. Dolayısıyla yetkililerin bu gruba ve cinsiyete dayalı iklim finansmanına yönelik koruyucu bir politika benimsemesi gerekiyor. Geçen yılın başında Kadın Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı ile işbirliği içinde Kadın ve İklim Değişikliği başlıklı bir eylem planı hazırlandı.”
‘İklim değişikliğinin etkisini en aza indirmek için çalışıyoruz’
Kelam Derneği'nden Doha Yahyaoui de derneğin kadınların ilerlemesi, ekonomi, çevre feminizmi ve göçmenler gibi hassas gruplar üzerine çalışmalar yaptığını söyledi. İklim değişikliğinin özellikle kadınlar üzerinde ciddi bir etkisi olduğunu bu etkiyi en aza indirmek için çalışmaya karar verdiklerini belirten Doha Yahyaoui, “Geçtiğimiz yaz çıkan ve kadınların geçim kaynaklarını oluşturan arıcılık, kümes hayvanı yetiştirme, yağ ve aromatik bitki damıtma gibi işlerinin bozulmasına neden olan yangınlarla karşı karşıya kalan Tabarka'nın Maloula bölgesinde olduğu gibi çeşitli çevre girişimleri başlattık” dedi.
‘Hasarın boyutunu belirlemeye çalışıyoruz’
Doha Yahyaoui, Jendouba kentindeki kadın çalışmaları ofisleriyle ortaklaşarak hasarın boyutunu belirlemeye çalıştıklarını dile getiren Doha Yahyaoui, “Ayrıca insanların bu krizin üstesinden gelmelerine yardımcı olmak için bir kampanya başlattık. Bu alanda uzman bir grupla ortaklaşarak, kadınların birçok alanda maruz kaldıkları iklim değişikliği olgusu hakkında düşüncelerini paylaşmalarına yönelik bir çalışma yürütüyoruz. Yangınları önlemek için bir strateji hazırlamayı düşünüyoruz. Kadınların doğal kaynaklara ne ölçüde erişebildiğini tespit etmek, su kıtlığı ile yetkililerin tarım arazilerini 50 yıla varan sözleşmelerle yabancı şirketler lehine terk etmesi konusunu incelemeyi düşünüyoruz” diye konuştu.