Leyla Saroxan: Türk devleti suyu keserek 4 mevsim mahsulü yok ediyor
Kuzey ve Doğu Suriye Tarım ve Sulama Kurulu Eşbaşkanı Leyla Saroxan, Türk devletinin suları keserek 4 mevsim mahsulünü yok ettiğini belirterek, dünya kamuoyunu suyu silah olarak kullanan Türk devletine karşı tavır almaya çağırdı.
RONÎDA HACÎ
Hesekê - Türk devleti, Fırat Nehri’nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye akış hızını sınırlaması bölgeye ulaşan su miktarını çok azaltırken bu durum sağlık ve tarım alanını olumsuz etkiliyor. Türkiye’nin suyu bölge halkına silah olarak kullanması nedeniyle Kuzey ve Doğu Suriye’de ciddi bir su krizi yaşanıyor.
Su tüketimini azaltmak için bölgede birçok su istasyonu kapatıldı. Su sıkıntısından en çok çiftçiler zarar görüyor. Rojava Devrimi’nin başlangıcından itibaren Xabur Nehri’nin bölgeye ulaşan kolunu engelleyen Türk devleti son yıllarda Fırat suyunun bölgeye akışını giderek daha da azaltıyor.
Türkiye, Irak ve Suriye arasında 1987 yılında imzalanan anlaşmaya göre Türkiye'nin saniyede 500 metreküp su bırakması gerekiyor. Ancak şu anda bırakılan su saniyede 200 metreküp civarında.
Kuzey ve Doğu Suriye Tarım ve Sulama Kurulu Eşbaşkanı Leyla Saroxan, konuyla ilgili ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
‘Kuraklığa neden oluyor’
Leyla Saroxan, Kuzey ve Doğu Suriye'deki tarımsal durumun tehlikeye girdiğini ifade ederek, "Tarım dediğimizde yılın 4 mevsiminden ve 4 mevsiminde çıkan ürünlerden bahsediyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye'de tarımsal durum tehlikede ve bu durum devam ederse felakete doğru gideceğiz. Birkaç yıldır kuraklık yaşanıyor ve bir yandan da Türk devleti Fırat'ın suyunu azaltıyor, dolayısıyla 4 mevsim mahsullere ve genel olarak doğaya büyük etkisi oluyor” dedi.
Türk devleti 1987 anlaşmasını ihlal ediyor
Türkiye, Irak ve Suriye arasında 1987 yılında su konusunda imzalanan anlaşmaya dikkat çeken Leyla Saroxan, sözlerine şöyle devam etti: “İşgalci Türk devletinin saniyede 500 metreküp su salması gerekiyor. Ancak saniyede sadece 200 metreküp su bırakıyor . Türk devleti anlaşmayı ihlal ediyor ve Suriye'nin payı da gitmiyor. Bu nedenle tarımı çok olumsuz etkiliyor ve birçok su kanalı hizmet dışı kalıyor. Kuyu kazmaya yönelelim dersek bu da bir çözüm değil çünkü yağışların olmayışı nedeniyle yer altı su seviyesi azaldı.”
‘Halkın temel geçim kaynağı tarım zarar görüyor’
Milyonlarca insanın geçimini tarımdan sağladığı bölgedeki duruma dikkat çeken Leyla Saroxan, "Bölge halkının yüzde 70'inin tarımdan geçimini sağladığını söyleyebiliriz. Tarım aynı zamanda ekonomimizi de geliştirir. 10 yıldır Suriye'de yaşanan kriz sırasında bölge halkına tarım yoluyla yardımcı olduk. Ama bu yıl çok büyük bir krizin içine girdik. Yağmurun olmayışı olumsuz etkiledi. Kuzey ve Doğu Suriye'deki tarlaların büyük bir kısmı tarım arazisidir ve bu sahaların sulamaya ihtiyacı vardır. Halkımız için tarım ve çalışma mevsimidir" dedi.
‘Kuyulardaki su da azaldı’
Cizîr Bölgesi’nin tarım, buğday, sebze bahçeleri ve mısır tarlalarıyla bilindiğini kaydeden Leyla Saroxan, “Ama ne yazık ki bugün Xabur nehrine baktığımızda nehrin araçların ve insanların yolu haline geldiğini görüyoruz. Hesekê-Til Temir hattı çatışmalardan önce ağaçlarla, geniş meyve ve sebze bahçeleriyle süslenmişti ancak Xabur suyunun kesilmesi ağaçlar kurudu, bahçeler azaldı. Xabur'un suyunun kesilmesinden bu yana o bölgedeki tarımsal durum şu ana kadar zayıfladı ve tehlikeye doğru gidiyor. Şu anda bütün kuyular açık ama suları azalmış ve bu azalma tehlikeye işaret ediyor” uyarılarında bulundu.
‘Uluslararası kurumlar sessiz’
Leyla Saroxan, konuşmasının sonunda şunları söyledi: "Uluslararası insani kuruluşlar Türk devletine karşı sessiz kalıyor. Sessizliklerini de eleştiriyoruz. Halkımıza çağrımız şudur; Acil bir durumdan geçiyoruz ve bu acil durumu aşabilmemiz için birlik olmamız gerekiyor. Çünkü birliğimize ve projemize her taraftan saldırılar var, suların kesilmesi projemizi boşa çıkarma planlarından biridir."