Kadınlar hem insanlığın hem de ekosistemin devamcısı
Aktivist, gazeteci ve akademisyen Fatima Yassin, ülkesi Fas’ta çevreye duyarlı çalışmalarından dolayı ödül kazandı. Aktif çalışma yürüttüğü her üç alanın girift olduğunu ve birbirini desteklediğini düşünen Fatima Yassin, hayal olarak görse bile bir gün çevre bakanı olursa, kadınların bu alanda daha çok aktif çalışmasını ve istihdam edilmesini kurguladığını söylüyor.
HANAN HARİT
Fas- Orman, deniz ve çöl ekosistemi konusunda en zengin Akdeniz ülkeleri arasında yer alan Fas’ta 24 binden fazla hayvan türünün yaşadığı düşünülüyor. Çok renkli bir ekosisteme sahip ülkede orman, deniz ve bunun üzerine bir de çöl ekosistemi de mevcudiyetini koruyor. Bu zenginliklerin yanı sıra ülkede 600’den fazla türün nesli tükenmekte olduğu belirtiliyor. Ekosistemin korunması için acil eylem planlarına ihtiyacımız var. Ülke ekonomisinin yüzde 40’ının tarımla istihdam edildiği Fas’ta 24 nemli bölge ve UNESCO'nun uluslararası biyosfer rezervleri ağına dahil edilen 3 doğal alan kuruldu.
Ekolojik dengenin gün geçtikçe bozulduğu ülkede 6 bin insan çevresel bozulma faktörlerinin getirdiği nedenlerden ötürü hayatını kaybetti. Çevresel bozulmanın getirdiği mali kayıpları hesaplamak mümkün değil. Tarımı ulusal ekonominin büyümesinin önemli bir itiş gücü haline getirmeyi planlayan “Yeşil Fas Planı” girişimleri arasında 2030 yılına kadar ülkenin elektrik ihtiyacının yüzde 52’si Noor Güneş Enerji Santrali ile sağlanması planlanıyor. Kadın çevre aktivistlerinin çalışmaları göz dolduruyor. Çevre ödülüne layık görülen Fatima Yassin aktivist, gazeteci ve çevreci kişiliği ile ön planda bir isim. Bu günlerde ise Çevre ve Sağlık Hakkı Forumu’na önclük ediyor. Çevreyi koruma bilincinin yaygınlaşmasında kadının rolünün çok önemli olduğnu söyleyen Fatima Yassin, kadınların bu konuda daha duyarlı olduklarının altını çizerken sorularımızı yanıtlıyor.
Fatima Yassin, çevre duyarlılığı ve çalışmaları nedeniyle ödül aldı
Aldığı çevre ödülünün kendisi için ne anlam ifade ettiğini sorduğumuz Fatima Yassin, çalışmalarının görülüyor olmasından mutluluk duyduğunu söylerken birlikte yürüttüğü çalışmaların kendisine ağırlık değil aksine birbirlerin idestekleyerek yürüttüğünü aktarıyor. Gazetecilik faaliyetlerinin çevre aktivist çalışmaları yürütürken etkin olarak kullanmanın faydalı olduğuna da inandığının altını çiziyor.
“Benim için doruk noktası olan ödül almış olmak değil çevrecilik faaliyetlerinin görülmüş olmasıdır. Bilhassa bunun bir gazeteciye verilmiş olmasının diğer meslektaşlarım için de örnek teşkil etmesi bakımından örnek olabilir. Sürdürülebilir kalkınmaya ve çevrenin korunmasına hepimizin ihtiyacı var.”
Fatima Yassin, çevre bilimlerinde uzmanlaşma ve ekolojik bilincin Arap coğrafyasına yeni yeni adım attığını söylüyor.
“Çevre felaketleri, kirlilik, seller sadece Arap coğrafyasını etkilemiyor. Dünyasal bir sorun fakat bölgemizde bu bilinci oluşturmaya, büyütmeye ihtiyacımız var. Gazetecilik, basın ve medya alanı bu bilincin aşılanmasında önemli bir ayak olabilir. Ekoloji alanında özel olarak gazetecilik faaliyeti yürütülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu alanda uzmanlaşma sağlanmalıdır. Şahsen sadece gazetecilik yapmıyorum aynı zamanda akademik faaliyetlerimin de devamcısıyım bu nedenle birbirini besleyen çok yönlü bir meslek çalışması yürütüyorum. Fakat biri öbürünün önceliğinde değil. Çünkü çevre alanında akademik çalışma yürütürken bu akademik çalışmaları medya aracılığı ile duyurabiliyorum.”
Yaş aldıkça yeşil alanların azaldığını görmek doğa hassasiyetini arttırdı
Fatima Yassin, çocukluğundan bu yana çevreye duyarlı bir yönünün kendisin de olduğunu, bu hissi daha sonradan edinmediğini söylerken, ailelerin de aslında çocuklarına çevreye karşı duyarlı olmalarını öğretmelerini istiyor.
“Çocukken yeşili, doğayı seviyordum ve duyarlılık da diyebileceğimiz bir his taşıyordum. Büyüdükçe yeşil alanların daha azaldığını görmek bu hassasiyetimi derinleştirdi ve bu alanda uzmanlaşmaya beni iten de bu oldu” diyen Fatima Yassin, çok sayıda uluslararası kuruluş ile ülkesinden doğru çevre araştırmaları yaptığını söylüyor.
“Toprağın korunmasından, sevilmesine varana kadar kadınlara büyük rol düşüyor. Çünkü bu bilinci verebilcek olan kadındır. Yine burada söylemek istiyorum ki kadınlar başta iklim değişikliği olmak üzere çevre sorunlarının en büyük mağdurları arasında yer alıyor, bu nedenle sonuçlarıyla mücadele etmek için ön saflarda yer aldıklarını vurgulamak istiyorum. Kadınlar hem insanlığın hem de ekosistemin devamcısı. Düşünün bir kere iklim değişiklikleri nedeniyle bir köy içme suyundan mahrum kalırsa köye suyu getirmek kadınların omuzlarında kalır ve çok uzun mesafeler kat etmek zorunda kalırlar, küçük bir örnek gibi gelebilir ancak bunu şu anda hem ülkemizde hem de dünyada bir çok yerde görüyoruz.”
Fas’ta 800 çevre derneği kadınları bu alandan dışlıyor
Ülkesinde bulunan 800’den fazla çevre derneğinin bulunduğunu ancak bunların bir çoğunun kadınlara kapılarının kapalı tutulduğunun altını çizen Fatima Yassin, “Kadınların toplumsal yaşamda maruz kaldığı ayrımcılığı maalesef çevre aktivist çalışmalarında da görüyoruz. Kadınlar çevre derneklerinden dışlanmış durumda. Çevreyi korumak kadının görevi ancak aktif düzeyde bu çalışmayı yürütmekten ise men ediliyorlar” diyor.
“Bir hayal ama bir gün çevre bakanı olursam...”
Bir hayal olarak görse bile, “Bir gün çevre bakanı olarak atanırsam yapacağım ilk iş sahada daha aktif çalışmak ve daha çok kadının bu sahada çalışmasına ön ayak olmak. Özellikle çevre alanında yurttaş bilincini oluşturmak, yerel ağlarla bunun örgütlenmesini sağlamak ve hem ekolojik çalışmalar yürüterek hemde kadınları bu alanda istihdam etmek istiyorum” diyerek hayalini özetliyor...