RAFIF ESLEEM

Gazze – Gazze'de çevre kirliliği her geçen gün artarken, bu durum en çok deniz suyunu ve içindeki canlıları etkiliyor. Denizlerin kirlenmesi tüm dünyayı tehdit ederken, en önemli sebepleri arasında ise karasal atıklar bulunuyor. Denizlerin kirlenmesi, deniz ekosisteminin bozulması, balıkçılık faaliyetlerinin yapılamaması, insan sağlığının olumsuz etkilenmesi gibi sonuçlar doğuruyor. Bu nedenle deniz kirliliğinin önlenebilmesi için insanların bilinçlendirilmesi şart. Gazze denizindeki kirlilik te deniz ürünlerini etkiliyor ve bu ürünleri tüketenlerde cilt hastalıkları, kulak ve göz enfeksiyonları başta olmak üzere çeşitli hastalıklar ortaya çıkıyor. Bunun yanı sıra ölümcül hastalıklara yakalananlar da mevcut.

‘Filtreleme uzun vadede çevre sorununa neden olur’

Deniz kirliliğinin araştırılması ve bu kirliliğin ölçülebilmesi için çeşitli aygıtlar var ancak Gazze’de henüz geleneksel yöntemler kullanılıyor. Araştırmacı Suha Abu Shaban da Gazze denizindeki kirliliği araştırıyor ve bunun içinde uzaktan algılama yöntemini kullanıyor. Çalışmasına “Gazze Şehri'nde Uzaktan Algılama Kullanarak Kıyı Sularının İzlenmesi” adını veren Suha Abu Shaban, denizdeki kirlilik noktalarını bu yöntemle yakalıyor. Bir denizin avlanma ve yüzmeye uygun olması için kirlilik yüzdesini geçmemesi gerektiğini söyleyen Suha Abu Shaban, “Özellikle bugün dünya ülkelerinin çoğu alternatif kullanılabilir su elde etmek için deniz suyunu filtreleme eğilimindeler. Bu uzun vadede çevre sorununa neden olur” dedi. 

‘Elektrik kesintileri yaşamı felç ediyor’

Suha Abu Shaban, yaşanan saldırılar ve bunun sonucunda petrol girişinin engellenmesi gibi durumlarda atık su arıtma pompa istasyonlarından gelen elektrik kesintisi nedeniyle kıyı boyunca yayılmış çeşitli drenaj noktalarının oluştuğunu söyledi. Gazze’deki elektrik kesintilerine dikkat çeken Suha Abu Shaban, özellikle yaz mevsimlerinde yaşanan elektrik kesintilerinin bazen 20 saati bulduğunu ifade ederek, “Bu durum Gazze’de yaşayanların aldığı yaşamsal, sağlık ve çevre hizmetlerinin çoğunun neredeyse tamamen felç olmasına neden oluyor” diye belirtti.  Meydana gelen ihlalleri önlemek ve deniz organizmalarının kalan yaşamını kurtarmak için deniz suyunun kalitesinin sürekli olarak izlenmesi gerektiğine işaret eden Suha Abu Shaban, bu prosedürlerin kolay olmayacağını, özellikle de bu ekipmanların birçoğunun bozuk ve kimyasalların bulunduğu bir zamanda, ayrı alanlardan numuneler alıp bunları karmaşık cihazlara yerleştirmek için yaklaşık bir yıl zaman aldığından söz etti.

‘İşgal çalışmayı engelliyor’

Çalışmanın gerektirdiğini gösteren bir uydu görüntüsü elde etmenin zor olmasına rağmen, insan ve saha emeği yerine kullanımı kolay bir teknoloji ile değiştirmeyi düşündüğünü sözlerine ekleyen Suha Abu Shaban, “Birçok uluslararası kurumla iletişim kurduktan sonra olabilecek maksimum Gazze denizinden sadece 2 metre uzaklıkta net bir görüntü sağlandı. Çalışmaya hizmet eden daha iyi sonuçlar elde etmek için daha net bir görüntüye ihtiyacımız var. Ancak işgal bu görüntülerin dolaşımını engellediği için bunu yapamıyoruz” şeklinde konuştu.

‘Hasta vakalarında artış yaşanıyor’

Gazze hastanelerine bir dizi ziyaretlerle bulunduklarını söyleyen Suha Abu Shaban, “Gazze hastanelerine yaptığımız ziyarette kirli alanlardaki yüzme nedeniyle hasta vakalarında bir artış yaşandığını fark ettik. Özellikle bazı bölgelerde su kalitesi incelendikten ve deniz kirliliği tespit edildikten sonra kirli alanlarda balıkçılıktan kaynaklanan zehirlenme vakalarının olduğunu fark ettik. Bu nedenle balıkçıları balıkçılığın uygun olduğu alanlara yöneltmek gerekiyor. Organizmalar su altında daha fazla miktarda oksijen tüketir. Bu da vücuda bulaşan yüksek kirlilik konsantrasyonlarına maruz kalma anlamına gelir” ifadelerini kullandı.