Zaman değişti ama kırım aynı kaldı
Savaş ve çatışmaların en büyük mağduru her zaman kadınlar oldu. Ulus-devletçi, faşist erkek iktidarları toplum kırımının önkoşulu olan kadın kırımını her alanda bir adım ileriye götürdü. Kadınların yaşadıkları tarihler değişse de cins kırım hep aynı kaldı.
Haber Merkezi- Dünyanın birçok bölgesinde çıkan savaş ve çatışmalarda toprak ile birlikte kadınların bedeni de bir fetih alanı olarak görüldü. Savaşlarda kadınlara dönük daha özel kıyımlar yapıldı. Çok acımasız bir şekilde toplu tecavüze maruz bırakılmalarından tutalım, köle ve cariyeler olarak haremlere kapatılmalarına, pazarlarda satılmalarına kadar; hatırlandıkça insanlığın en büyük utancı sayılacak uygulamayla karşı karşıya kaldılar. Ulus ve halklardan önce kadınlar üzerinde denenen bu saldırı yöntemleri, öncelikle sömürgeci ve emperyalist devletler tarafından gerçekleştirildi. Günümüzde de ulus devletin fetihçi zihniyetiyle hareket eden DAİŞ gibi paramiliter güçler tarafından denendi.
Bu gerçek, bir gelenek gibi zaman içinde aktı gitti. İkinci Dünya Savaşı insanlığın yakın tarihinde kadınlar için kırımın en somut hali olarak yerini aldı. Japonlar Çinli kadınları ülkelerinden alarak fuhuşa zorladı. 1937-1945 yıllarında işgal sırasında Kore'de 300 bine yakın kadın zorla genelevlerde tutuldu. Tayvanlı kadınlar da 2000’li yıllara gelindiğinde benzer bir şekilde Japon askerlerinin kendilerini fuhuşa zorladığını anlattı. ABD’nin Kore işgali sırasında 4 milyon insanın katledildiği belirtiliyor. Bu işgal sırasında tecavüze uğrayan kadınların sayısı ise yüzlerle ifade edildi.
Kore, Tayvan ve Çin’de kadınlar, Japonya işgali sırasında öz savunma birlikleri oluşturdular. Özellikle Çin’de kadınlar yüzden fazla köyde öz savunma birlikleri kurdular.
Vietnam’da tecavüz, işgalin silahı oluyor
Vietnam’da yaşananlar hala travmasını sürdürüyor. 1965-1970 yıllarında ABD’nin Vietnam'ı işgali sırasında ABD askerlerinin binlerce kadına tecavüz ettiği belirtiliyor.
My Layi köyü dikkat çeken yerleşim yerlerinden biri. Burada 450 Vietnamlı çocuk ve kadına tecavüz edilip öldürüldü. Kuzey-Güney Vietnam savaşı sırasında tecavüze uğrayan kadın sayısı en az 30 bin olarak ifade ediliyor.
Vietnam işgali boyunca, WILPF ve WSP isimli kadınların kurduğu iki dernek ciddi bir barış hareketi yürüttü. Kadın örgütleri, kitle eylemleri düzenlediler, imza topladılar, ilanlar bastırdılar, Kongre’ye baskı yaptılar, barış yanlısı adayları ve Vicdani Redçiler’i desteklemek yollarına başvurdular. Yıllar geçse de savaşın izleri silinmedi. Vietnam’da yaşanan savaş suçları ile ilgili etkili bir yargılama yapılmadı.
Bangladeş: 200 bin kadına tecavüz edildi
Pakistan-Bangladeş arasında 1970'te gerçekleşen savaşta yaklaşık 200 bin Bangladeşli kadın Pakistan askerlerinin tecavüzüne maruz kaldı. 25 bin kadının tecavüz sonucu hamile kaldığı kaydediliyor.
Bosna/Kosova: 50 bin kadına tecavüz ve işkence edildi
Boşnaklarla Sırplar arasında yaşanan savaşta da en büyük mağduriyeti kadınlar yaşadı. 1992 yılında Bosna Hersek’in Yugoslavya’dan ayrıldığını ilan etmesiyle birlikte, Sırplar, Hırvatlar ve Bosnalı Müslümanlar arasında çıkan çatışmalar toplam üç yıl sürdü. 50 bin Bosnalı Müslüman kadın, Sırp ordusu tarafından kamplarda etnik temizlik amaçlı tecavüze uğradı ve ağır işkenceler gördü. Bosna’da kaç kadının tecavüz sonucu hamile kaldığını uluslararası örgütler de tahmin edemiyor ancak rakamlar “yüzlerce” olarak ifade ediliyor.
Aradan 29 yıl geçmesine karşın bu savaşın mağduru olan kadınlar, sorumluların cezalandırılmasını bekliyor. Kadınlar uluslararası mahkemeleri takip ederken aynı zamanda yaşadıklarını paylaşmak için Kadın Mahkemeleri kurdular. Bölgede etnik gruplar arası uzlaşı için en çok çalışan yine kadınlar oldu.
Somali: Kamplarda tecavüz ettiler
Somali’de 1991-92 yıllarında iki yıl süren savaşta binlerce insan yaşamını yitirdi. Savaş ve yol açtığı yoksulluktan dolayı 300 bin insan da ülkelerini terk etti. Kenya'daki mülteci kamplarında yüzlerce Somalili kadının kampta görevli askerlerin tecavüzüne uğradığı uluslararası raporlara yansıdı.
Ruanda: Tecavüz sonucu 5 bin bebek doğdu
Ruanda vahşetin yaşandığı yerlerden biri. 1994-1995 yıllarında yaşanan iç savaşta 800 bin civarında insan yaşamını yitirdi. Savaşta 250, 000– 500,000 arasında değişen Tutsi kadınlarına Hutular tarafından tecavüz edildi. Tecavüzlerin ardından beş bin bebek doğdu. Ruanda’da yaşanan bu travmanın üstesinden yine kadınlar geldi. Ruanda’yı kadınlar inşaa etti. Meclis’in 80 üyesinden 54’ü kadınlardan oluşuyor. Katliamın ardından cinsiyet eşitliği ile ilgili birçok yasa meclisten geçirildi. Uluslararası Ruanda Ceza Mahkemesi, kadınların mücadelesi ile tecavüzü insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak kabul etti.
Başka ülkelere pazarlandılar
Afganistan 2001'de ABD tarafından işgal edildi. Uluslararası raporlara göre, işgal güçleri gittikleri her yerde yüzlerce kadına tecavüz etti, kadınları porno filmlerinde oynattı ve Afgan kadınlarını başka ülkelerde kadın tacirlerine pazarladı. Kadınlar işgal ve ataerkil dinci şiddete karşı 1977’de Afgan Devrimci Kadın Örgütü RAWA’yı kurdu.
Irak’ta net sayılar bilinmiyor
ABD’nin Irak’ı işgali sonrasında yapılan çalışmalarda yüz binden fazla sivilin öldüğü bilgisi yer aldı. Yaşamını yitirenlerin yüzde 44’ü kadındı. Irak’taki dul, kaçırılan ve öldürülen, kadın tacirlerinin eline düşen kadınların sayısı bilinmiyor. Ancak ülkede yükselen bir kadın direnişi var. Irak’ta rejim karşıtı gösterilerde başı kadınlar çekti. Kadın sünnetinin yasaklanması, kız çocuklarının evlilik yaşları, kadınların çalışması, kamplarda kalan kadınların güvenliği ve daha bir çok konuda çalışmalar yürütüldü.
YARIN: Etnik kırımla birlikte cins kırımı