Kadın eliyle inşa edilen Efrin ve işgal öncesi (1)

Laiki dincisi, kadını erkeği, muhalefeti iktidarıyla Türk devlet partileri ve yandaşlarının bombalara isimlerini yazarak, fetih duaları okutup kurbanlar keserek faşist naralarla desteklediği Efrin işgal harekatının hedefi demokrasi, kadınlar ve Kürtlerdi.

BÊRÎTAN SARYA

Kürtler tarihlerindeki Dersim, Zilan vb. katliamlardan Türk devletinin Kürt ve kadın düşmanı soykırımcı karakterini tanıyorlardı.  Ama Efrin işgal harekâtı ve işgali Türk devletinin birbirleriyle iktidar savaşı içinde olsalar dahi tüm mekanizma ve yandaşlarıyla tüm dünyaya nasıl bir faşist, soy ve kadın kırımcı bir yapısının olduğunu gösterdi.

Demokrasi, kadın ve Kürtlük merkezi olan Efrin üzerine 20 Ocak 2018’de başlatılan işgal harekâtı aralarındaki tüm çelişkilere rağmen ulusalcısı dincisi, muhalefeti iktidarı, kadını erkeğiyle Türk devlet parti ve odaklarını birleştirmiş; bombalara ismini yazmaktan tutalım kurban kesmelere, fetih duaları okutmaktan canlı yayında katliamlara kadar her türlü faşist gösteri sergilenmişti.

Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı 20 Ocak 2018’de başlayan Efrin İşgal Harekâtı boyunca tüm camilerde yatsı ve sabah namazlarında fetih surelerini okuturken CHP’li Aydın büyükşehir belediye başkanı Özlem Çerçioğlu Efrin’e atılan bir bombaya ismini yazdı. Özlem Çerçioğlu’nu başka siyasetçiler izledi. Yaşamsal ve düşünsel olarak CHP’liler karşı uçta görünen AKP yandaşı tarikatlarda işgal harekâtına desteklerini açıklayarak kurbanlar kesip dualar okuttular. Bunlardan biri de 6 yaşındaki kızını 29 yaşındaki erkekle evlendirerek yıllarca tecavüze maruz kalmasına neden olan İsmail Ağa Cemaatinden Yusuf Ziya Gümüşel’in kurduğu Hiranur Vakfı’ydı.

Türk devletinin 20 Ocak 2018’de 79 uçak, yüzlerce tank ve obüs, binlerce asker ve 25 bin çete elemanıyla işgal saldırısı başlattığı Efrin tarihi boyunca bir Kürt ve kadın kentiyken Rojava Devrimi’yle birlikte halkların ve kadınların kuşatma altındaki cennetine dönüşmüştü.

Halkların, inançların ve kadınların tüm haklarının resmi olarak tanındığı Efrin Kantonu’na  Türk devletinin tüm kesimleriyle bir olup NATO’nun tüm imkanlarıyla geliştirdiği işgal saldırısına 58 gün boyunca direndi.

İşgal öncesi Efrin’deki durum, yaşam ve sisteme kabaca bir bakacak olursak Efrin’e saldırının Kürt, kadın, özgürlük ve demokrasi düşmanlığı olduğunu daha da iyi göreceğiz.

Kuşatma altında da olsa özgür yaşamı örmüştü

Tarihi boyunca bir Kürt ve kadın şehri olan Efrin, devrimin başlangıcından itibaren hep Türk devleti ve çetelerinin saldırılarına uğradı. 19 Temmuz 2012’de başlayan devrim ardından Rojava’ya ilk saldırı 27 Ekim 2012’de, MİT tarafından örgütlenen Asifet Şimal çete gurubu tarafından Efrin’in Kastel Cindo Köyü ve tepesine gerçekleştirildi. Bu saldırıyı başka saldırılarda izlerken Efrin halklarından oluşan YPG ve YPJ Erdoğan’ın vekil güçleri ÖSO, İhvan, Cephet El Nusra ve DAİŞ çetelerinin tüm saldırılarını püskürttü.  Efrin sürekli saldırılara maruz kalmasına rağmen hem savunmasını yaptı hemde demokratik özerk yönetim sistemini geliştirerek Suriye halkları için güvenli ve demokratik bir sığınağa dönüştü. 

Efrin’in, 20 Ocak 2018’de başlayan işgal harekâtı öncesinde 500 bin olan yerli nüfusunun yüzde 96’sı Kürt’tü.  Arap, Türkmen, Ermeni, Kürt, Roman halklar bir arada kardeşçe yaşıyordu. 29 Ocak 2014’te Rojava Demokratik Özerk yönetimi Efrin kantonu ilan edildi. Özerk yönetimin kuruluşuyla şehirde özgürlükler, savunma, ekonomi, siyaset, demokrasi, eğitim daha da geliştirildi. Tüm halklar, inançlar ve kadınlar meclisler ve komünlerde yer alıyor ve özerk yönetimde yer alarak kendi kendini yönetiyordu. Özerk yönetim ekonomi komitesi başta Efrin’in sembolü zeytin olmak üzere şehrin doğal ürünleri üzerine hayata geçirdiği projelerle Şam yönetimi, çeteler ve Türk devleti kuşatması altında olan şehri bir cennete çevirmişti. Efrin bu durumuyla Suriye’nin Şam yönetimi ve Türk devletinin güdümündeki çetelerin kontrolündeki bölgelerindeki halklar ve kadınlar için çekim merkezi haline geldi. Türk devletinin işgal harekâtından hemen önce 500 bini bulan Efrinliler Suriye’nin çeşitli yerlerinden gelen 400 bin mülteciyi şehirlerinde barındırıyor ve onlarla ekmeklerini paylaşıyorlardı.

Tehditlere rağmen büyük coşkuyla sistemini örüyordu

Efrin'de kaldığım ağustos-Kasım 2017 tarihlerinde Türk devleti Efrin ve hemen kıyısındaki Şehba’yı sürekli bombalıyor ve AKP'li cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan tv kanallarından Efrin’i işgalle tehtid ediyordu. Şehir halkı ve mültecileriyle saldırılara direniyor, kapsamlı direniş hazırlıklarını sürdürüyordu. Ama günlük yaşam tüm renkleriyle oldukça canlı bir şekilde sürüyordu. Şehirde, yönetimden partilerine, ziraatten sanayisine, kadın kurumlarından kültür sanat kurumlarına ve savunma güçlerine her alanda çalışmalar sürüyordu.

Efrin’in verimli topraklarında 15 milyon zeytin ağacının ürünleri toplanıyor, neolitik halkı olduğunu kanıtlarcasına Efrinliler topraklarını büyük bir çalışkanlıkla ekip, biçerek yaklaşık 1 milyon nüfusu besliyordu.  Alevi ve Êzidîler özerk yönetim döneminde ilk defa inanç merkezlerini açmış, özgürce dini ritüel ve toplantılarını gerçekleştiriyorlardı.

Tüm bunların yanı sıra şehirde bambaşka bir heyecanda yaşanıyordu. Mart 2016’da Kuzey Suriye Federasyonu ilan edildi, Efrin’de bu federasyon içerisinde bir bölge olarak yer alıyordu. 2017 Eylül ayında ise federasyonun ilk tur seçimleri olarak komün eş başkanlık seçimleri yapılıyordu. Hemen her topluluğun kendi komünleri ve mahalle komünleri örgütlenmişti. Eş başkanlık seçimleri büyük bir ilgiyle tamamlanırken bende Efrinli romanların tarihlerinde ilk olarak yönetim mekanizmasında yer almalarına ve bunu kutlamalarına tanık oluyordum.

Kadın ve Kürt kültürünü taşıyan tarihsel doku

Efrin 90 tepenin 9 ziyarete bağlı olduğu, 7 vadi, 7 nahiye, her bir nahiyeye bağlı 52 köyünde olduğu toplam 365 köyden oluşuyordu.

İştar kültürünün izini taşıyan tarihi mekanlarından kadın isimlerini taşıyan ziyaretlerine, sadece kadınların konuştuğu dilden, direnişe mekan olan kadın vadisi ve kadın mağaralarına kadar çok sayıda veri şehrin tarihi boyunca kadın rengi ve izini taşıdığını gösteriyordu. Bilbile ilçesinin Hasandêra Köyü'nde bulunan Şikefta Qîzika (Kızlar Mağarası), Newala Qîzika (Kızlar Vadisi), Qaleya Qîzika (Kızlar Kalesi) û Şikefta Bûkê (Gelin Mağarası), Til Xalaf kültürünün, yani birinci kadın devrimi olan tarım-köy devrimine dair önemli verileri taşıyan Cindirêse bunlara örnek verilebilir. 

Paleotik, mezolitik ve neolitik dönemi yaşamış bunun etkilerini ve kalıntılarını taşıyan Efrin’de işgal öncesi Hurri, Mitanniler, Roma, Bizans, Osmanlı vb.  döneminden kalan yazıt, kale, heykel vb. eserlerin olduğu onlarca tarihi mekan vardı. Yüz bin yıl öncesine ait Neanderthal bir çocuğun iskeletinin bulunduğu Duderi Mağarası, Nebi Huri Kalesi (Siros Kalesi) 3 bin yıl önce kurulan ve İştar tapınağı olarak bilinen Eyn Dara Tapınağı, Hristiyan alemi için önemli olan Simon Kalesi bunlardan bazılarıydı.

Bir kadın şehriydi Efrin

Tarihi dokusu ve kültüründe kadın izlerinin taşıyan Efrin Rojava Devrimi’yle birlikte bu özünü daha fazla açığa çıkardı. Şehir devrimin başlangıcından işgal harekâtı sürecine kadar bir kadın şehri olarak örgütlendi. Efrin devrim öncesinde de Rojava’da ataerkil kültürün en zayıf olduğu ve kadınların en aktif olduğu bölgeydi. Rojava Kürdistan’dan Kürt Özgürlük Hareketine ilk kadın katılımlarında da Efrinli kadınlar birinci sırada gelir. 

Bu mirası taşıyan Efrinli kadınlar Rojava devrimine ve savunulmasına aktif olarak katılarak kendi devrimlerini de geliştirdiler. Güçlü iradeleri ve yaşama kaynaklık eden doğa ve tarım ile güçlü bağları bulunan kadınlar devrimle birlikte yaşamın her alanında çalışmalar yürüttü.

Efrin’de devrimin başlaması ardından kadınların eğitim, savunma, siyaset, ekonomi, kültür, basın vb. alanlarda katılım oranı çok yüksekti. Devrimin ilk yılında kadın evlerini, kendi meclislerini, kadın akademisini oluşturan Efrinli kadınlar ekonomi alanında da hem genel hem özgün birçok projeye imzasını attı. 2014’de 3 ayrı kanton biçiminde ilan edilen Rojava Demokratik Özerk Yönetimi Efrin Kantonu’nun ilk başkanı Hêvî Mustafa isimli bir kadındı. Eş başkanlık sistemine geçişle birlikte Hêvî Mustafa Efrin Kantonu eş başkanı olarak görevini sürdürdü. Kadınlar Rojava’nın diğer alanlarında olduğu gibi Efrin’de de özerk yönetimin konsey, komite, komün ve kurumlarına yüzde 50 kadın kotasıyla katıldılar. Tüm genel kurumlarda eşbaşkanlık sistemi uygulanırken işgal hârekatı öncesi Efrin’de birçok kadın kurum ve örgütü bulunuyordu. İşgal öncesi İdlib, Cerablus, BAB vb. alanlardan şehre göç eden kadınlar kadın ve örgütlülük bilinciyle ilk olarak Efrin’de tanıştıklarını kadının gücünü gördüklerini ifade ediyorlardı.

Ayrıca Rojava Devrimi sürecinde özerk yönetim yasalarında kadınların tüm hakları garanti altına alınmış, geri geleneksel uygulamalara karşı yasalar çıkarılmış, erkeğin çok eşliliği ve çocuk yaşta evlilikler yasaklanmıştı.

Rojava’nın ilk kadın taburu Efrin’de kuruldu

Efrinli kadınlar daha devrim resmi olarak başlamadan önce kurulan savunma gücü YXK, ardından kurulan Halk Savunma Birlikleri (YPG) ve ardından Şehit Ruksen Efrin komutasında 13 şubat 2013'te Efrin Cindires'te kurulan YPJ’de de yerlerini aldılar. Rojava’da ilk kadın taburu ‘’Şehit Ruken Taburu’’ ismiyle Efrin’de kuruldu. YPJ Rojava’daki ilk şehitlerini de Efrin bölgesinde verir. Bêrivan Nucan kod isimli Berivan Qalender 28 Mayıs 2013’de Cephet El Nusra çetelerinin Efrin Şerewa ilçesine karşı gerçekleştirdiği saldırıya karşı direnişte yaşamını yitirir. Silava kod adlı Tekoşer Meryem Mihemed’de aynı direnişte 29 Mayıs 2013 günü Şerewa’nın Basile ilçesinde yaşamını yitirir. Silava ve Bêrivan YPJ’nin Rojava’daki ilk kadın şehitleri olarak tarihe geçerler.

Efrin küçük bir kent olmasına rağmen, YPJ kurulduğu andan itibaren kadınlardan büyük ilgi gördü. 2014 yılı sonunda YPJ’nin yaşları 18 ila 40 arasında değişen Kürt ve Arap 7 bin savaşçısı varken bu sayı 2016 Kasım ayına kadar 20 bine, Mart 2017’ye kadarsa 24 bine yükselmişti.

YPG ve YPJ Efrin savaşçıları sadece Efrin savunmasında değil Kuzey ve Doğu Suriye’de İŞİD çetelerine karşı yürütülen tüm hamlelerde yerlerini aldılar. 20 Ocak 2018’de başlayan Efrin İşgal Harekâtına karşı geliştirilen 58 günlük Çağın Direnişi’nde YPJ savaşçıları ve Efrinli kadınlar öncü rol oynadılar. 27 Ocak’ta Efrîn’in Hemame Köyü'nde Türk işgal güçleri ile QSD arasında yaşanan şiddetli çatışmalar esnasında, YPJ savaşçısı Avesta Xabur fedai eylem yaptı. Avesta Xabur, üzerindeki bombalarla Türk tankının içine girdi ve tankı içindekilerle imha ederek şehit düştü.

Yarın: 5 yıllık Efrin işgal uygulamaları