Batı’dan Doğu’ya 100 yıllık direniş-III-

Türkiye’de ilk olarak 1921’de alanlara çıkan kadınlar, tam 100 yıldır farklı talepler etrafında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor. Tüm baskılara rağmen yasak tanımayan kadınlar, her yıl örgütlülüklerini daha da büyüterek, meydanları doldurdu. 8 Mart rüzgarı batıdan doğuya eserken, Kürt kadınlar da büyük bir coşku ile baskıların yoğun olduğu 1990’lardan bu yana kadınlar gününü renkleriyle, zılgıtlarıyla, talepleriyle kutluyor.

ZEYNEP AKGÜL
Ankara- Türkiye’de ise tam bir asırdır yani 100 yıldır “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” İstanbul’dan Diyarbakır’a, İzmir’den Mardin’e, Dersim’den Şırnak’a, Adana’dan Mersin’e ülkenin dört bir yanında kutlamalar yapılıyor. Peki 8 Mart ilk nasıl ve kimler tarafından kutlandı. Türkiye’de 8 Mart ilk olarak 1921 yılında Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi kadınlar Rahime Selimova, Cemile Nuşirvanova kızkardeşler ve Naciye Hanım öncülüğünde dönemin koşullarında gizli olarak kutlanıyor. Türkiye'de kamuya açık olarak kutlanan ilk 8 Mart ise 1975 tarihlidir ve bu kutlama İlerici Kadınlar Derneği (İKD) tarafından düzenleniyor. 1980 askeri darbesine kadar 8 Mart İKD'li kadınlar tarafından her yıl türlü etkinliklerle gerçekleştiriliyor. 1976 yılında yapılan İKD kongresinde 8 Mart'ın kadınlar için resmi tatil günü ilan edilmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) nezdinde girişimler yapılması planlanıyor. İKD kutlamaların kitlesel olmasını hedefliyor ve kutlamaları büyük toplantı salonlarında yapıyordu. 1980 darbesi döneminde ise dört yıl kutlama yapılmazken, sıkıyönetimin ilan edilmesiyle birlikte toplantı yapmak ta yasaklanıyor. İKD'li kadınlar bunun üzerine “Beyaz Eşarplı” eylemler düzenlemeye karar verir. 
Yasak tanımayan “Beyaz Eşarplı” kadınlar
8 Mart 1980'de kentlerde, kasabalarda, işyerlerinde, meydanlarda, pazar yerlerinde, sinema çıkışlarında, caddelerde “Beyaz Eşarp’lı eylemler yapılır. Beyaz eşarp; geçim sıkıntısına, zamlara, işsizliğe ve ülkedeki kaosa karşı bir simge olarak kullanılır. Türkiye’nin her yerinde on binlerce kadın işe, alışverişe ve gezmeye giderken beyaz eşarp takar. İstanbul’da kadınlar beyaz eşarpları ve boş tencereleriyle valiliği basar. Birçok fabrikada, iş durdurulur. Bunun üzerine bazı yerleşimlerde “sıkıyönetim komutanları”, beyaz eşarp takmayı yasaklar. 8 Mart kutlamaları 1984 yılında yeniden başlar. 1984’de kendilerini feminist olarak tanımlayan “Kadın Çevresi” kurulur ve bu tarihten itibaren kadın örgütleri tarafından 8 Mart kitlesel bir şekilde kutlanmaya başlanır. Kadınlar şiddete, cinayetlere, taciz ve tecavüze karşı dururken, eylemlerinde barış sesini yükseltir. 
Feminist Gece Yürüyüşü 18 yıl önce başladı
Türkiye’de dikkat çeken eylemlerden biri de “Feminist Gece Yürüyüşü” oldu. 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü ilk olarak 2003 yılında yapıldı. Ancak adının konması ve her yıl yapılmasına karar verilmesi 2005 yılıydı. Bu süreklilik kararına ilham veren 2003 ve 2004 yılı 8 Mart'ında Taksim'de feministlerin çağrısıyla yapılan eylemlerdir. Yürüyüş her yıl yeni kadınların katılımlarıyla kalabalıklaşırken 2010'ların başından itibaren ivme kazanıldı ve 2020'ye gelindiğinde ise on binlerce kadının bir araya geldiği görkemli bir yürüyüş haline geldi. Yürüyüşün en temel ilkesi yürüyüşü bir feminist yürüyüş olarak tutmak. Feminist sözü öne çıkarmak, her kadının gelebileceği ve kendini güvende hissedeceği bir alan yaratmak ve herhangi bir örgütün temsiliyetini yansıtmasından kaçınmak.
Devrimci kadınlar tutuklandı
8 Mart kutlamalarında Kürt kadınları tarihine ayrıca bakmak gerekiyor. Onların mücadele kararlılığı birçok kadına ilham oldu. Kürt kadınlar bu mücadeleye 1919’da başladı ve günümüzde 8 Mart’ı yüzbinlerle ifade edilen mitinglerle yaygın eylem ve etkinliklerle kutluyor. Kürt kadınlar cins mücadelesinin yanında kimlik mücadelesinde de en ön saflarda yer alıyor. Kürt kadınların ilk örgütlü mücadelesi olan 1919 yılında kurulan Kürt Kadınları Teâli Cemiyeti’dir. Daha sonra cemiyetin yerini Devrimci Demokrat Kadınlar Derneği (DDKAD) almıştır. DDKAD, 8 Mart’ı ilk defa kutlayan Kürt kadın derneği. Dernek yöneticileri 12 Eylül 1980 darbesinden sonra 8 Mart’ı kutladıkları için Diyarbakır’da yargılanıp tutuklandı.
Kürt kadınlardan ilk miting
8 Mart Dünya Kadınlar Günü tüm dünyada her yıl farklı konu başlıkları ile öne çıkarken, Türkiye’de ise giderek yayılan kutlamalar bölge illerinde de yoğun baskı altında gerçekleştirildi. 8 Mart, Kürt kadınlar tarafından ilk kez 1997 yılında kutlanırken, ilk 8 Mart mitingi ise 1998 yılında yapıldı. İlk miting nedeniyle yöresel kıyafetleri, renkleri, zılgıtları ile miting meydanına gelen kadınlar polis şiddetine maruz kaldı. 2001 yılına gelindiğinde ise kadınlar cezaevlerinde yaşanan tecride dikkat çekti. 2002-2005 yılları arasında Kürt kadınlar her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü farklı talepler ile kutladı.  Kadınlar 2006 yılına geldiğinde ise "Şiddetsiz bir dünya ve barış için" sloganıyla 8 Mart’ta alanlara çıktı. 
 “Kadın Kenti”nde şehri kadınlar yönetti
8 Mart Kadınlar Günü nedeniyle her yıl alanları sayılarını artırarak dolduran Kürt kadınlar, 2007-2009 yılları arasında Kürt Lider Abdullah Öcalan’a özgürlük talebini haykırdı. Ayrıca Demokratik Toplum Partisi (DTP) öncülüğünde 2009 yılının 8 Mart’ında kadınlar İstasyon Meydanı’nda miting düzenledi. 2010 yılında ise Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) tarafından organize edilen 8 Mart etkinliğinde, “Kadın Kenti” ilan edilen Diyarbakır'da, üç gün boyunca şehri kadınlar yönetti. 2011 yılında da DÖKH öncülüğünde Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde düzenlenen 8 Mart yürüyüşüne polis müdahale etti. 
Kadınlar sınırın iki yakasında buluştu
2012 yılında 8 Mart meydanlarına çıkan Kürt kadınların talebi "Öcalan'a özgürlük, siyasi soykırıma son" oldu.  2013’e gelindiğinde ise kadınlar, “Rosalardan Sakinelere yolunuz yolumuzdur, sözünüz sözümüzdür” şiarıyla miting meydanlarında buluştu. 2014 yılında yapılan kutlamalarda Kürt kadınlar 
Paris'te katledilen Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan'ı andı. 2015 yılında Özgür Kadın Kongresi (KJA) öncülüğünde, "Kobanê'de direnen kadınla örgütlenelim, yaşamı özgürleştirelim" şiarıyla gerçekleşen 8 Mart’ta kutlamasında "İç Güvenlik Paketi" protesto edildi. Yine Dünya Kadın Yürüyüşü (DKY) kapsamında Nusaybin ve Qamişlo sınırının iki yakasında mitingler düzenlendi. 
Kadınlar ‘na, na’ şarkılarıyla alanları doldurdu
Kadınlar 2016 yılında KJA öncülüğünde, “Kadınlar önderliği ve özgürlüğü için direniyor" şiarıyla alanları doldurdu. 2017 yılında kadınlar "Na, na" şarkılarıyla alanlara aktı. 2018 yılında 
Dicle Amed Kadın Platformu tarafından etkinlik düzenlendi. 2019 yılında kadınlar, DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in tecride karşı başlattığı açlık grevini selamladı. Bölgedeki kadınlar "Leyla Güven Onurumuzdur" diyerek meydanları doldurdu. 2020 yılında Tevgera Jinên Azad (TJA) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi öncülünde "Direnişi örgütlüyor, özgürlüğe yürüyoruz" şiarıyla 8 Mart'ı karşıladı. 
Bu yıl ise kadınlar TJA öncülüğünde ülkenin dört bir yanında “Kadın Kırımına Karşı Yaşamı, Tecride Karşı Özgürlüğü Savunuyoruz” sloganıyla 8 Mart’ı karşılıyor. 
Yüzyıllardır kapitalizmin ve erkek egemenliğinin yarattığı güvencesizliği, yoksulluğu, işsizliği, şiddetin her türlüsünü, savaşı, ırkçılığı ve militarizmi en yoğun ve en ağır biçimiyle yaşayan kadınlar; özellikle de küresel ekonomik krizler ve gericileşen iktidarlar nedeniyle daha da vahimleşen her türlü sömürü, baskı, şiddet ve savaşa karşı 8 Martlarda talep ve mücadelelerini daha da zenginleştirerek dayanışmalarını güçlendirmeye devam ediyorlar